Of ki of! İnan bana… Edebiyatın derinliklerine dalmaya iyice niyetlenmiştim. Daha çok okuyacak, daha çok yazacak… Okuyacak... Yazacak… Hep yazacaktım… Yeminle hiç aklımda yokken, ilginç bir gelişme oldu. Nasıl anlatsam…. Beklenmedik bir sürpriz. Altı ay sürecek bir akademik programa dahil oldum.
Şimdi ben ne yapayım? Kimlere derdimi yanayım? Şimdi ben neyleyeyim? Nereleri ateşe vereyim?
Söyler misin, hayallerimi, kaotik ortamlarda surrasyonel yönetim tekniklerine nasıl adapte edeceğim? Ben ki, aklımı sarı sandıklara kilitlemiştim. Yüreğimin ateşini harlayıp, iyiden iyiye alevlendirmiştim. Laf aramızda, nasıl abartmıştım anlatamam. Artık dünyaya değil yıldızlara ait olduğumu bünyeme oya gibi işlemiştim.
İyi ama… Şimdi bu bünyeyle 21. yüzyılda değişen dünya ve yeni paradigmalara dalış yapacağım öyle mi? Biri şaka olduğunu söylesin. Nasıl ya!
Ben ne yaptım!!
Diyeceğim odur ki, dalacağım akademik çalışma için biraz emek vermem, bir süreliğine hayallerimi sarı sandıklara kilitlemem gerekecek gibi görünüyor.
Du bakalım. Belki hayallerimi yazmazsam deli olacağım bir gün, cebimdeki kalemimi yontarım. Yonttuktan sonra tutar öperim. Bakarsın… Hey! Olur mu olur?
Tabii yaa…. Dayanamam ki... İlla yazarım...
No comments:
Post a Comment